26 Haziran 2009 Cuma

Agnostizm

Sözlük anlamı olarak agnostizmi incelersek, 'bilinemezcilik' olduğunu görebiliriz. Ancak, neyin 'bilinemezciliği' olduğunu göremeyiz.
Russell'a sorarsanız, agnostizm, Sokrates'in tam karşısında duran, eski Yunan'da zamane akedemisyenleri diyebileceğimiz 'sofist'lere dayanmaktadır. Bunun sebebi, Sokrates'in sürekli bir 'mutlak doğru'yu arayış içinde olması, sofistlerin ise mutlak doğru olmadığını, olsa bile bunu bilemeyeciğimizi söylemesi olarak yorumluyorum ben...
Ancak dinsel anlamda agnostizm, teist inançların kesinkes reddedilmesi, bir Tanrı'nın var olup olamayacağını ise insanoğlunun 'bilemeyeciğini' öne sürer. Anlayacağınız agnostizm, deizmin daha laçkalaşmış, ancak felsefi yaklaşımı çok daha yüksek(?) bir şeydir. (neydir? inançtır, inanç...)
Agnostizm, kişi tarafından yaşanmaya başladığında tam bir dünyayı çözmüşlük hali görünümü verse de, aslında felsefe işlevinin durmasıdır yalnızca.
Çünkü kişi, hem tanrı hem din konusunda 'var mı, yok mu?' ikilemindeyken, 'biz bunu bilemeyiz' diyerek hem kendi beynini, hem insanlığı küçümsemeye gider.
İyi bir düşünürün agnostik olması, mümkün değildir.
Çünkü iyi bir düşünür ya tanrı'ya inanmıyordur, yada tanrı'nın varlığını biliyordur.
Yaratan olup olmadığını 'bilmiyorum' diyip, aynı zamanda nefes alabilmek, salaklara özgü olmalıdır.
Değil mi russel?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder