2 Ağustos 2009 Pazar

Özlenen Fenerbahçe

Kabul, sıkıcı bir maçtı, penaltı golü de olmasa açılacağı yoktu maçın.. Ama o Denizli'nin yüzündeki 'sikicez ağam' tebessümü yok mu, çıldırttı beni..
O bakış, 2. golde söndü, ezildi, duraksamaya dönüştü...
Çünkü Denizli..
Sıçmıştı!..
Maçın analizini yapacak olursak, özlediğimiz bir Fenerbahçe izledik: Oynamadan kazanan, bitirici ataklar yapan...
Guiza herkesi olduğu gibi beni de şaşırttı, benzinci-kuyumcu takımına 3 gol atması önemli değildi, ama bugün Guiza gösterdiki yeni Guiza akıllanmış, açılmıştı..
Hele Beşiktaş'ın Tello'su.. 'Abarttıkları kadar varmış' dedirtti bana resmen, olağanüstü bir tekniğe sahip, Alex yada Delgado'yla falan karşılaştırılmasını bile hatalı buluyorum..
Çarşı da o biçimdi.. Aynıydı ve yine Fenerbahçe taraftırını 'altta' bırakmayı başardı..
Ama penaltı golümüzden sonra tutturduğumuz 'ooh oh, ooh oh..' tezahüratı, muazzamdı..
Ve Yusuf...
Bir insan bu kadar mı değişir... Her atakta kendini yerlere atıyor, yuvarlanıyor, itiraz ediyor...
Ne Fenerbahçe'de böyleydi Yusuf, ne de Denizli'de...
İyice çirkefleşmiş Yusuf, çektiği havadan olsa gerek..
Sonuç?..
Biz kazandık...

ve bitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder