12 Ağustos 2009 Çarşamba

Ara mı versek?

Öss, yok, pardon, YGS-LYS senem bu sene, ne yapıcaz, ne edicez, dayanabilicez mi derken, pat diye içine atladık bile ateşin...
Bu yüzden bir süreliğine, tüm dünyaya kapatacağım gözlerimi...
Ara vereciğim bir yıl...
Televizyonlar, bilgisayarlar, oyunlar, telefonlar, gezmeler-tozmalar.. geyikler toptan olmayacak bir sene..
Türkiye gündemine de ara vereceğim, her sabah Sabah-Taraf alıp 'ilk ben okıycam!' kavgası bile yapmayacağım artık..
Artık Engin Ardıç'a bile ara vericem..
Salt bir sene yahu, çok mu?..
Daha daha sonra?..
Sınavdan çıktığım an be an...
Hayal değil, programım bellidir..
Önce sınav kontrolü..
Dersanede ağlamalar, zırlamalar, sevgi sıçmalar gözyaşlarıyla..
Sonra...
2 saat 'bir'imle..
Geceye kadar en sevdiğim 3'lümle..
Ve gece..
Can'la hoplayıp zıplayarak, ıslanarak yapılacak eğlenceli faaliyet için Çırağan Palace, Kempinski..
(deve-cüce olamaz mı? trambolin? yüzme? olur, olabilir.)
Ve her gece, güneş doğmadan uyumamak yeminleriyle acısını çıkarıcam bir senenin..
Sonuçlar, tercihler..
Sonrasında tatil..
Herkese sözüm olduğu için, birçok yere de gidicem haliyle..
Amcam ve Bekir ve Ben..
Can ve istedikleri..
Seyit-Hamza ve istedikleri..
Talha ve istediğim..
Ben ve istediğim..
Siz ve istedikleriniz..
Devlet Bahçeli'yle falan bile tatil yapıp eğlenebilirim yau..

Şimdi oruca girmeme yalnızca bir kaç gün kaldı, son günlerim blogumda da.. Vedadan önce hayalleri, sevinçleri ve motiveleri yazmak istedim, yazdım.

ihi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder