Kurtarıyor beni...
İyi ki varsın Otrivine... (böyle yunanlı aksanıyla değil, hani, 'ötriviin' yada 'ötrivayn' gibi saçmalamayın da, 'otrıvin' deyin. doğrusu bu.)
* * *
Oh!.
Nasıl deşarj olacağımı buldum.. Geçen sene çıkardığımız, okul "dergisi" olan 'Azade', bu sene artık okul "Gazetesi" oluyor...
15 günde bir çıkaracağız... Güncel, siyasal, felsefi, spor...
Her türlü haberin, düşüncenin, yazının sansürsüz yazılacağı, okunacağı bir gazetemiz olacak...
Halt dediğimiz zaman disiplin korkusu olmayacak yani, "dostluk" kavramı "polen"lerde saklansada o öyle kalacak...
Kabul edilecek... Normlar üstünde tutulacak...
Zafer Toprak ve Zeki Uysal'dan (türkçe hocamız ve müdürümüz,) gelen bu teklife büyük bir heyecanla 'evet!' dedim...
Evet, çıkaralım böyle bir gazate... Bizim okulumuza uygun, harika olur... Beğenilir, tartışılır, konuşulur...
Belki gazetenin çıkacağı gün heyecanla beklenir...
Ama... Tabi ki bu projeye geçen sene olduğu kadar vakit ayıramayacağımı, yalnızca yazı yazıp verebileceğimi ve gazetede "ismen" bulunabileceğimi de belirttim...
(inmez o göt. bak, sansürsüz.)
Malum, öss tabii...
Ben güncel/siyasal kısımla ilgileneceğim büyük ihtimal... Şairimiz de var, Oğuzhan...
Spor yazarı olarak objektif bir isim bulmak zor tabii... Ama bakacağız...
Anıl, arabalar hakkında yazabilir...
Reşit dini yazar, Zeynep felsefi yazar, Elif öss yazar, Meryem denizcilik yazar...
Belki...
Düşüneceğiz artık bunları da, hayırlısı artık..
Anne ben dejenere oldum
Ahmet Hakan'ı şu nakşibendicilerin yanında savunmaktan bıktım yahu.. Anladık, adam size göre "şerefsiz" ve hatta "dönek" ve hatta "dinden falan bile çıkmış" olabilir...
Ama...
Yapmayın bu kadar yahu... Yazıktır...
Haşemayı "gereksiz" bulmak, "denizde yüzmenin bir üsulu vardır, o da mayo yada bikinidir" demek dinden çıkarmaz...
Yada imam hatiplerde eğitim-öğretim hayatı zayıftır, ölmüştür demek de küfre sokmaz...
Bunlar bireysel düşüncelerdir, Allah tanıyorken bu özgürlüğü, size ne oluyor?
Üstelik siz de olsanız... 40 yaşında bile...
İsmailağalardan, Coşkunlardan, Nurlardan çıkıp laik-anti islamcılarla aynı kazanda yazsanız...
Az da olsa o havayı solusanız...
Dejenere olursunuz... Söylemek istemem tabii ama, E.Ardıç bile, Sabah'a ilk geldiği günlerde "Muhammed de böyle yapardı" derken, şimdi "peygamber efendimiz" diyor..
Çünkü artık Karamemet'te değil, Sabah'ta...
Okunduğu çevreye göre yazmak, dejenere "olmuş gibi" gözükmek zorunda...
Çaktınız mı köfteyi?..
mutlu kal Türkiye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder