14 Aralık 2010 Salı

sorun nerede?


kime benzetiyorum biliyor musunuz? galatasaray'a.
bu derece köklü, derin bir yapılanmada olağanüstü bir sorun var. halkla ilişkiler düşüşte, parti içi miras gibi görev dağılımını yapmaya kalkışıyor, ve parti genel başkan'ın yalnızca bir "tablo"dan ibaret olduğu son iki "facia"yla tescillendi...
koskoca halk partisi'nin genel başkanı mı muhtarlık işleriyle falan uğraşacak, allah aşkına.
yok mu bu adamın sekreteri, sağ kolu, bilmem bi' şeyi...
hadi, bu olayın üzerinden vakit geçti... bir insan "check" ettirmeden konuşma yapar mı?
yazılı metin hazır mı geliyor?
kaç kişiden geçmesi gerekiyor o kağıdın, kimse mi dikkat etmiyor?
"yolsuzluk yapılıyor, haci ali -bilmem ne- yolsuzluk yaptı ve buna göz yumuyorsunuz" diyor mecliste..
adam, 2006 yılında ak parti tarafından açılan dava ile yargılanmış, 6 yıl hapis cezası yemiş, şu anda da cezaevinde!
"yooook" diyor, "17 kişi yapmış bunu, hani nerde?"
hacı ali'yle birlikte, zaten 50 kişinin ismi savcılığa verilmiş, bırakın 17'yi!...
şimdi anladınız mı sorunu?
galatasaray'da da aynısı var...
köklü ve büyük bir klüp, taraftarı var, ama ortada ters giden birşeyler var.
ne olduğunu kimse söylemiyor, araştırmıyor, sanki idari yönetim, teknik yönetimi "bile bile" uçuruma sürüklüyor.
galatasaray'a üzülüyorum, rakibimiz de olsa büyüklerin şanından dostluğumuz da vardır.
chp'ye?
değil de, kılıçdaroğlu'na üzülüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder