Hoşgeldiniz...
En öncelikle, hoşgeldiniz...
Çok da bi' reklam yapmadığımız için, elinizde tuttuğunuz "şey"in ne olduğu konusunda bilginiz yoktur...
Elinizde tuttuğunuz gazete, Asfa Eğitim Kurumları'nın ilk "özel" gazetesidir... Kadrosu, tamamen 12. sınıf öğrencilerinden oluşmaktadır ve aklımıza gelen her türlü içerikle doldurulmuştur...
Güncel, siyaset, felsefe, moda, spor, araba, şiir, kitap...
Her şey diyemesemde, eh, elimizden geldiği kadar kadromuzu tamamladık diyebilirim...
Gazetenin adının Veda olmasının sebebi de, belirttiğim gibi, yazarların tamamının bu sene Asfa'nın vereceği mezunlardan oluşması...
Bu "mukaddime"ye son verirken de, öncelikle bize sonsuz desteğini veren okulumuz hocalarından (öğretmen mi? hadi ama...) Zafer Topak'a, ve çok değerli, bize güvenerek gazeteye onayını veren müdürümüz Zeki Uysal'a teşekkürü borç bilirim...
Empati...
Yalnızca...
Hani sabah yarı uykulu halde gözlerinizi açtığınızda... "Günaydın" dediğinizde yada "saat kaç?" diye sorduğunuzda...
Tam o anda...
Babanızın iflah olmaz bir PKK'lı olduğunu hayal edin...
Sizi evlat edinmiş ve evlenmeyi haram bilmiş bir rahibenin oğlu olduğunuzu düşünün...
İsrail, Fransa, Amerika topraklarına, dedenizin tüm hücreleri yakılıp sabun yapıldığı için göç etmek zorunda kaldığınız Almanya'dan bir Yahudi olduğunuzu düşünün...
Yada 3 yaşında, kafanızda kırmızı-yeşil-sarı bir atkıyla mitingden mitinge koşturulduğunuzu...İyi mi, kötü mü?..
Suçunuz nedir?..
Niçin insanlar size lanetli, hain yada gavur diyor?..
Bu hakaretleri hak etmek için, siz, sahiden de ne yaptınız?..
Suçunuz nedir?..
Siz, kimsiniz?
Aman derim, bekletmeden olun aşınızı. Dışarıdan proveke dolduruşlara gelmeyin. Çünkü bu millet, paranoyak tavrını her girişimde gerçekleştirir.
Zamanında da gelen kızamık ve felç aşılarından çocuklarını fellik fellik kaçırdı bunlar...
Neymiş, Amerika çocuğumuzu kısır yapacakmış...
Altlarına etseler "Amerika'nın oyunu!" diye zırlayacaklar... Hem, bu kadar korkuyorsanız şayet Amerika'dan, pragmatist bir paranoya yapın ve şöyle deyin: "Amerika, bizim domuz gribi olmamız için aşıyla ilgili bu yalanları attı ortaya. Ama ben gaflete düşüp oyuna gelmeyeceğim, ve olacağım aşımı!"
Şimdiden geçmiş olsun!..
Eleştirmek, küfretmek değildir...
Neymiş, Atatürk, filmde sigara ve alkol tüketirken gösteriliyor, gerçek boyu, ve hatta karanlıktan korktuğu filan söyleniyormuş...
Bakın...
Atatürk'ün karanlıktan korktuğunu yada annesinden nefret ettiğini söylemek, Atatürk'e düşmanlık beslemek anlamına gelmez...
İzlediği politikaları, söylediği sözleri, karakterini ve liderliğini eleştirmek, "şöyle şöyle olsa, daha iyi olurdu" demek, eleştirmektir, küfretmek değildir...
Kaldı ki bahsi geçen kişi, kendini dışarıdan görebilmek ve eleştirilmek için, "2. bir partiye ihtiyacımız var" diyebilen biriyse...
Bunları biliyor muydunuz?
1) İstanbul'u fethettiğimizde, hani şu kaynar yağlara göğüs girerek surların tepesine çıkan bir Ulubatlı Hasan vardır...
Aslında, onun üstüne kaynar yağ dökülmemiştir...
Çünkü aslında, Ulubatlı Hasan diye bir adam yoktur!
2)
a. Kudüs'ü fetheden büyük Türk komutanı Selahattin Eyyübi, aslen bir Kürt'tür.
b. Türkçü düşüncesinin babası Ziya Gökalp de, (Türkçülüğün Esasları I-II eserlerinin sahibidir.) aslen bir Diyarbakır'lı ve Kürttür.
c. Ankara Terörle Mücadele binasında, Diyarbakır Cezaevinden esinlenerek yazıldığı söylenen ve manen işkencenin haddine tekabül eden şu yazı: "Burada Allah yoktur, peygamberse izne çıkmıştır."
d. Bölücübaşı Abdullah Öcalan, Kürtçe bilmemektedir.
3) Kürt Açılımının ve Kürtçe konuşulmasının terör örgütlerine taviz verilmesiyle hiçbir alakası yoktur. Bu ülkede Türkler, Lazlar, Çerkezler kadar, Kürtler bir gerçektir, Kürtler de mozaiğimizin bir parçasıdır ve bu gerçek, en az ilk iki maddemiz kadar apaçıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder