27 Kasım 2009 Cuma

İyi bayramlar efendim

hadi hepimiz birgün tüm siyasi ve "dersi" gelişmeleri, yapılacakları, konuşulacakları bir yana bırakalım ve la fontaine dinlerken herkesin bayramını kutlayıp sevgi sıçalım etrafa.
sıçalım mı dedim?
çok özür dilerim...
hepinizin bayramı kutluyorum!
öpüldünüz...

26 Kasım 2009 Perşembe

Oha eşşeğe denir

Türk kim, kim Türk?

Türk ırkı diye bir şey yoktur, Türkler, beyaz ırka mensup bir millettir. Tıpkı Yahudilerin sami, Afrikalıların siyah ırkına mensup birer millet olması gibi.
Hitler, beyaz ırkın üstünlüğü savunmuş bir Alman faşistidir. Yahudilerden nefret etmesinin sebebi, Yahudilerin beyaz ırktan olmamasıdır. Kesin bir bilgim yok, ancak, bildiğim kadarıyla Kürtler de sami ırkına mensupturlar.
Yani, bir bakıma Yahudilerle kardeştirler, Türklerle değil.
Peki...
Aile ve sokak kültürleri, yaşayışları, yeme-içmeleri kime benzemektedir?
Irkdaşlarına mı?

Fazla da uzatmak da istemiyorum. IQ seviyenizin yüksek olduğunu düşünüp, kavim, millet ve ırk gibi ayrımsal kavramların boş olduğunu anlamanızı bekliyorum.

Yendik de ne oldu?

Beşiktaş M.Und'ın çapulcu yedeklerini yendi ya... Aman aman, destan yazdılar efendim...
İngiltere sise büründü...
Gözleri karardı Sir Alex'in...
1. olmayı garantiler, doğru, ama siktir edin canım, yendik işte koskoca Manchester'ı...
Sevgili Beşiktaşlılar, biz de aynı sevinci, yine aynı türde bir çapulcu takımıyla oynayarak yaşadık...
Üstelik biz 1 değil, 3 attık... Rooney ve C. Ronaldo vardı, şu anda biri dünyanın en pahalı futbolcusu, diğeri en iyi forvetlerinden...
Gereksiz, çocukça bir sevinç yaşadık biz de...
Ve yine "koskoca" Manchester'ın 40 yıllık yenilmezliğine son verdik, en iyi dönemlerinde, as kadrolarını devirdik...
Sonuç?
Biz neredeyiz, onlar nerede...
Biz her sene şampiyonlar ligi'ne 2 takım sokabiliyoruz, o da ön elemeleri geçersek...
Onlar...
Her sene yarı finale 3 takım taşıyorlar...
Üstelik kendi liglerinde orta sıralarda sürünen takımlar oluyor bunlar, Liverpool gibi...
Tamam, kabul, yendiniz, en içten dileklerimle de tebrik ediyorum tabii ki. Ama bunu büyütmeyin, yok destanmış, onları bozmuşsunuz, falan filan...
Hala bizimle dalga geçtiklerini göremiyor musunuz?



13 Kasım 2009 Cuma

Sanki "hamiş" kısansı... #3

Hele şükür açıkladılar şu "açılım"ı... Sürecin nasıl işleyeceğini, neler yapılacağını bilmiyormuş gibi yapan faşistler, artık ya susar, yada çapraz silah bayrağını koyar masaya.
Ama, şimdi Baykal'ı dinledim de, "tabii ki bunlar yapılacak ama, siz yapmayın" ancak bu kadar açık diyebilirdi...
İşsizlik sorununu, GAP'ı filan bitirin diyor adam... Sonra oraya da geliriz canım, sorun mu?.
Dediği tek mantıklı şey: "bir devlette iki "millet"in barınamayacağı, tek bir millet için çeşitli "etnik" grupların olabileceği" demesi. "Etnik unsurlarca devlet ve millet ayrımı bir 19 yy. projesiydi, başarıyla sonuçlandı. Şimdi bu oyunlara gelmeyelim."
En azından Türkeş gibi bir mozaiği reddetme şansı yoktur kimsenin. Herkes Kürt, Çerkez, Laz, Ermeni, Arnavut, Yahudi etnik ve kültürlerini tanıyacaktır.
Daha sonra, yaşayan her kültüre dil, din ve mezhep özgürlüğü tanınacaktır. Üniversiteler istediği gibi Kürtçe bölümü koyacaktır. (hiçbir işe yaramaz, ama açmak isteyene hayır denemez.)
Aleviler tanıtılacaktır halka, Ali'yi peygamber hatta Allah görüyorlar cinsinden gaflet ve cehalet dolu düşüncelerden uzaklaşacaktır insanlar.
Samimi hiçbir Kürt, zayıf, karaktersiz ve mandater bir Kürdistan istemiyor hem. Çoğu PKK'lı, kendi dilini konuşmak, Kürt'üm diyebilmek istiyor.
Geri dönenleri de gördük, gördünüz zaten...

Yazımı bitirirken de Baykal'dan duyunca sırıttığım şu cümleyi yazmak istiyorum:
"Efendim, tabii ki şu anda Kürt'üm diyen insan mutludur, ne de mutlu ona..."

12 Kasım 2009 Perşembe

İslam ve Sosyalizm

. Eraeytellezî yukezzibu bid-dîn.

1.Dini yalanlayanı gördün mü?

2. Fezâlikellezî yedu’ul yetîm.

2.İşte o yetimi itip kalkar

3. Velâ yehuddu alâ taâmil miskîn.

3.Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.

4. Feveylun lil-musallin.

4-5.Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar

5. Ellezînehum. An-salâtihim sahûn.

6. Ellezînehum yurâûne

6.Onlar namazlarıyla gösteriş yaparlar

7. ve yemneûnel mâûn.

7.Ufacık bir yardıma bile engel olurlar



haydin felaka.

1 Kasım 2009 Pazar

Veda Gazetesi #1

Hoşgeldiniz...

En öncelikle, hoşgeldiniz...
Çok da bi' reklam yapmadığımız için, elinizde tuttuğunuz "şey"in ne olduğu konusunda bilginiz yoktur...
Elinizde tuttuğunuz gazete, Asfa Eğitim Kurumları'nın ilk "özel" gazetesidir... Kadrosu, tamamen 12. sınıf öğrencilerinden oluşmaktadır ve aklımıza gelen her türlü içerikle doldurulmuştur...
Güncel, siyaset, felsefe, moda, spor, araba, şiir, kitap...
Her şey diyemesemde, eh, elimizden geldiği kadar kadromuzu tamamladık diyebilirim...
Gazetenin adının Veda olmasının sebebi de, belirttiğim gibi, yazarların tamamının bu sene Asfa'nın vereceği mezunlardan oluşması...
Bu "mukaddime"ye son verirken de, öncelikle bize sonsuz desteğini veren okulumuz hocalarından (öğretmen mi? hadi ama...) Zafer Topak'a, ve çok değerli, bize güvenerek gazeteye onayını veren müdürümüz Zeki Uysal'a teşekkürü borç bilirim...

Empati...

Yalnızca...
Hani sabah yarı uykulu halde gözlerinizi açtığınızda... "Günaydın" dediğinizde yada "saat kaç?" diye sorduğunuzda...
Tam o anda...
Babanızın iflah olmaz bir PKK'lı olduğunu hayal edin...
Sizi evlat edinmiş ve evlenmeyi haram bilmiş bir rahibenin oğlu olduğunuzu düşünün...
İsrail, Fransa, Amerika topraklarına, dedenizin tüm hücreleri yakılıp sabun yapıldığı için göç etmek zorunda kaldığınız Almanya'dan bir Yahudi olduğunuzu düşünün...
Yada 3 yaşında, kafanızda kırmızı-yeşil-sarı bir atkıyla mitingden mitinge koşturulduğunuzu...
Nesiniz siz?..
İyi mi, kötü mü?..
Suçunuz nedir?..
Niçin insanlar size lanetli, hain yada gavur diyor?..
Bu hakaretleri hak etmek için, siz, sahiden de ne yaptınız?..
Suçunuz nedir?..

Siz, kimsiniz?

Domuz Gribi Aşısı meselesi...

Aman derim, bekletmeden olun aşınızı. Dışarıdan proveke dolduruşlara gelmeyin. Çünkü bu millet, paranoyak tavrını her girişimde gerçekleştirir.
Zamanında da gelen kızamık ve felç aşılarından çocuklarını fellik fellik kaçırdı bunlar...
Neymiş, Amerika çocuğumuzu kısır yapacakmış...
Altlarına etseler "Amerika'nın oyunu!" diye zırlayacaklar... Hem, bu kadar korkuyorsanız şayet Amerika'dan, pragmatist bir paranoya yapın ve şöyle deyin: "Amerika, bizim domuz gribi olmamız için aşıyla ilgili bu yalanları attı ortaya. Ama ben gaflete düşüp oyuna gelmeyeceğim, ve olacağım aşımı!"
Şimdiden geçmiş olsun!..


Eleştirmek, küfretmek değildir...

"Mustafa" belgeselini hatırlarsınız, hani şu, Can Dündar'ın bile Atatürk düşmanı ilan edildiği taze belgeselimiz canım!
Neymiş, Atatürk, filmde sigara ve alkol tüketirken gösteriliyor, gerçek boyu, ve hatta karanlıktan korktuğu filan söyleniyormuş...
Bakın...
Atatürk'ün karanlıktan korktuğunu yada annesinden nefret ettiğini söylemek, Atatürk'e düşmanlık beslemek anlamına gelmez...
İzlediği politikaları, söylediği sözleri, karakterini ve liderliğini eleştirmek, "şöyle şöyle olsa, daha iyi olurdu" demek, eleştirmektir, küfretmek değildir...
Kaldı ki bahsi geçen kişi, kendini dışarıdan görebilmek ve eleştirilmek için, "2. bir partiye ihtiyacımız var" diyebilen biriyse...


Bunları biliyor muydunuz?

1) İstanbul'u fethettiğimizde, hani şu kaynar yağlara göğüs girerek surların tepesine çıkan bir Ulubatlı Hasan vardır...
Aslında, onun üstüne kaynar yağ dökülmemiştir...
Çünkü aslında, Ulubatlı Hasan diye bir adam yoktur!

2)

a. Kudüs'ü fetheden büyük Türk komutanı Selahattin Eyyübi, aslen bir Kürt'tür.

b. Türkçü düşüncesinin babası Ziya Gökalp de, (Türkçülüğün Esasları I-II eserlerinin sahibidir.) aslen bir Diyarbakır'lı ve Kürttür.

c. Ankara Terörle Mücadele binasında, Diyarbakır Cezaevinden esinlenerek yazıldığı söylenen ve manen işkencenin haddine tekabül eden şu yazı: "Burada Allah yoktur, peygamberse izne çıkmıştır."

d. Bölücübaşı Abdullah Öcalan, Kürtçe bilmemektedir.

3) Kürt Açılımının ve Kürtçe konuşulmasının terör örgütlerine taviz verilmesiyle hiçbir alakası yoktur. Bu ülkede Türkler, Lazlar, Çerkezler kadar, Kürtler bir gerçektir, Kürtler de mozaiğimizin bir parçasıdır ve bu gerçek, en az ilk iki maddemiz kadar apaçıktır.