Havalar acayip çekici. Daha şimdiden başladı ders çalışma zorluğu, şimdiden "skc" hale geldi kitaplar. Roman gibi başlaması zor, bitirmesi kolay tabi Allah'tan, yoksa mat-2'si, edebiyatı, geometrisi, coğrafya 1'i, gerçekten zevkli başlayabilene.
Yarın sonuçlar açıklanacak diye bi' hurafe var ama durun bakalım. Havalar güzel dedim ya..
Yarımağan'ın açıklaması hani..
Şu, "Çamlıca'ya çıkan kazanamaz" açıklaması.. Yahu, ne diye Çamlıca üzerinde durdu da durdu, durdu da durdu, anlamıyorum.. Cadde'ye takılan gösterişzedeler, Fenerbahçe'den ayrılmayan tikicanlar, İstinye, Kadıköy, Beşiktaş, Taksim, Etiler'den ayrılmayan varken..
Ne diye Çamlıca'ya sarktın?..
"he eeh," dedi annem, "bak bak, sana diyo."
Vallahi gezmiyorum. Sadece "uğruyorum", geçiyorum.
Uğramak demişken, Emre Aydın'ın Kağıt Evler'i var elimde. "Hoşçakal" parçası, dinleyicilerine hediye ettiği "Bu Yağmurlar" gibi bayağı bir gündemde kalır. "Kağıt Evler" de fena değil, zaten şimdilik ikisi dışında dinlemedim..
Bu gece inşallah, tamamını silip süpürücem..
Dizi alemimi de haftada bir oturduğum internetimden bi de "tenefüs"lerden takip ediyorum. Mehmet Aslantuğ gittikten sonra Hanımın Çiftliği'ni bıraktım, Aşk-ı Memnu "boku çıktı" demiyorum bile.. Show'un Türk Malı öldürüyor ama beni, Şafak Sezer&Binnur Kaya "şakasınız siz", ya yiter yaa, ya yiter ama ya..
öpücük. ae.
29 Nisan 2010 Perşembe
11 Nisan 2010 Pazar
Onlar haklı
ben günahın tadını biliyorum; özgürlüğün, "geniş çevre"nin, "geniş mezhep"in pişirdiği bütün günahları tatdım.
sohbetle tatdım, bedenle tatdım, yavşaklıkla tatdım, "bize" yakışmayan şekliyle tatdım.
yine "bize" yakışmasa da, saçma sapan insanların seviyesinde, saçma sapan yerlerde ve olmaz muhabbetlerle tatdım.
ve bu yakışmazlıktan gelip, utanmadan, babamın yüzüne baktım.
bu özeleştiriyi yüzüme vururken, "geniş çevre"nin, "geniş mezhebin" celsesiz silinmesinde hiçbir kusur olduğunu zannetmiyorum.
artık sohbeti de, oturup kalkması da, makarası da "bize" uygun olmalı.
huzur içün, mutluluk içün ve evet, bencillik içün.
ygs?
koy götüne. aynı işte, uzay dan mı getirdiler soruları?
ihi.
sohbetle tatdım, bedenle tatdım, yavşaklıkla tatdım, "bize" yakışmayan şekliyle tatdım.
yine "bize" yakışmasa da, saçma sapan insanların seviyesinde, saçma sapan yerlerde ve olmaz muhabbetlerle tatdım.
ve bu yakışmazlıktan gelip, utanmadan, babamın yüzüne baktım.
bu özeleştiriyi yüzüme vururken, "geniş çevre"nin, "geniş mezhebin" celsesiz silinmesinde hiçbir kusur olduğunu zannetmiyorum.
artık sohbeti de, oturup kalkması da, makarası da "bize" uygun olmalı.
huzur içün, mutluluk içün ve evet, bencillik içün.
ygs?
koy götüne. aynı işte, uzay dan mı getirdiler soruları?
ihi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)