10 Aralık 2009 Perşembe

Ne var?




Yazı yazmak garip şey... Bir müddet sonra iflah olmaz bir bağımlılık yapıyor, sigara gibi hem de, tam anlık öyle bir geliyor ki, o anda yazmazsanız yapacak bir şey bulamıyorsunuz...
Ne yapsanız, yazmanın yerini tutmuyor...
Yazmadan gülemiyor, tam olarak eğlenemiyor, belki ağlayamıyorsunuz bile...
Aynı şiir gibi...
Seviyorum bu özelliğimi, tamam, ultra tecrübeli bir yazar falan değilim, ama "Furkan Tekümit"in üstüne "yazabiliyor" sıfatını eklediğim için en azından, seviniyorum...

Azap, aşk ve dürtü

Ayşe Arman'a göre, aşk eşittir seks.. Hıncal Uluç'a göre, aşk eşittir romantizm.. Bunu zaten köşe atışmalarında yeterince okuduk.. Ben de son zamanlarında Şeyma'nın bana çok eskiden bahsettiği o "aşk, azaptır" fikrine inanmaya başlıyorum..
Çünkü aşkın yaşanabilecek bir şey olduğuna inanmıyorum, yaşanacaksa da tek taraflı olan "şey"in aşk olduğuna inanıyorum.. Yani bir bakıma aşk, platonik sevgidir..
Aşk pratikte yoktur yani, nerden geldiği belli olmayan saçma sapan bir şeydir aşk..
Bu yüzden aşk söz konusu olduğunda "bense gözlerimi kapattığımda, sen karanlıkta kalıyorsun" demeli insan...
"Sense gözlerini kapattığında, ben, karanlıkta kalıyorum", eski doğuya, acizlere mahsus kalmalı..
Mazoşist gibi onu gördükçe acı çekmek istiyorsan, işte, o aşktır..

3 Aralık 2009 Perşembe

Necasedden taharet



Gelin biz de bu fotoğrafı çoğaltalım, katoliklere savaş falan açalım.. Gerçek savaş değil tabii canım, bildiğiniz, "psikolojik savaş" gibi bi şey işte..
Katolik dediysek de 3-5 serseri değil, tüm camiaya.. Öyle İsviçre'yle de sınırlı kalmasın.. Sarkozy de destek çıkmış "minare yasası"na.. Hem "ezan provokasyondur" dediklerinde de ayaklanmamış mıydık yahu?.. İyi işte.. Ayaklanmaya devam edelim.. Tüm evlere dağıtalım bu fotoğrafı, hem Sarkozy'inin karısına hem de bu güzelim "kilise cariyesi"ne bakarak masturbasyon yapalım..
Şerefsiz gavurlara "iman gücü"nü gösterelim.. Biz de Kadıköy'de, Patriklerde çan çalınmasını yasaklıyalım.. Bir oda nelerine yetmiyor hem, nedir o büyük ahşamlı kiliseler falan?..
Ayıp...
Bunlar öneri tabii.. Yapan, yapar..
Benim ne yapacağımı soruyorsanız.. Ben olsam, bu yasaya karşılık her ilimde bir kilise açtırırdım..
Minare yasağına karşılık, her Pazar kiliselerde çalınan davet çanını iki katına çıkartırdım.. 5 kritik noktada, 200 metre arayla kilise-cami diktirirdim..
Çünkü ben, Müslümanım..
Benim dinim yasaklamayı yasak ediyor.. Serbestlikte ve özgürlükte, özellikle mevzu inanç olunca sınır tanımıyor..
Bırakın onlar, istedikleri yasayı çıkartsın..
Hiçbir saldırı karakteri değiştirmeye sebep olamaz.

"Leküm diynüküm veliye diyn."



1 Aralık 2009 Salı

Kadın, kime özel?




Dincilere göre kadın, erkeğine has bir varlıktır. Ömrü boyunca yalnızca erkeğiyle yatabilir, yalnız onunla yiyişebilir ve hatta yalnız onun elini tutabilir.
Daha önce "hayatında biri olmuş" diye geri çekilen evlenme tekliflerine her halde herkes şahit olmuştur..
Bu düşünceyi de eleştirmeyeceğim, eleştiremem, haddim değil.. Benim "kadınım" diye bakabilirim sadece olaya..
Ama..
Öyle zannediyorum, daha önce hayatında birisi olmuş mu, olmamış mı, araştırmam.. Güveniyorsam araştırmam..
Yada seviyorsam.. Bu yüzden az önce yaptığım gibi, kimsenin de büyük konuşmamasını önerebilirim sadece..
Çünkü öyle bir bağlanırsınız ki.. Bırakamazsınız, unutamazsınız..
İşte o zaman büyük konuşun, o zaman vajinasındaki perdeyi yada geçmişteki sevişmeleri sorgulayın..